Sait Faik Abasıyanık’ın hayatını kısaca özetleyecek olursak; doğum tarihi 18 Kasım 1906’dır. Adapazarı’nda doğmuştur. Babası Mehmet Faik Bey, annesi Makbule Hanım’dır.
Babası Mehmet Faik Bey, Kurtuluş Savaşı sırasında Adapazarı Belediye Başkanıydı ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Daha sonra kereste ticaretiyle uğraşmaya başladı.
Sait Faik Abasıyanık Kimdir?, Sait Faik Abasıyanık’ın Kısaca Hayatı
Kendisine Mehmet Sait ismi verilse de daha sonra Mehmet yerine babasının ismi olan Faik’i kullanmaya başladı. Soyadı Kanunu çıkınca Abasıyanık soyadını seçti. Ailesi Abasızoğulları veya Abasızzadeler olarak bilinir.
Sait Faik, Rehber-i Terakki İlkokulu’nda eğitimine başladı. Bu yıllarda anne ve babası anlaşamadıkları için ayrılmaya karar verdiler. Sait Faik’in velayeti babasına verildi.
Ortaöğrenimine Adapazarı Lisesi’nde başlayan Sait Faik, 1920 yılında Yunan işgali nedeniyle eğitimine ara vermek zorunda kaldı. İşgallerin ardından Sait Faik Adapazarı’na dönerek eğitimine yine orada devam etti.
Sait Faik, lise eğitimi için ilk olarak 1924 yılında İstanbul Erkek Lisesi’ne girdi ve ardından eğitimini Bursa Erkek Lisesi’nde tamamladı. Okul değiştirmesinin nedeni, İstanbul Erkek Lisesi’nde Arapça öğretmeni olan Seyit Salih Efendi’ye arkadaşlarının yaptığı şakaydı. Bu şaka, 41 arkadaşıyla birlikte okuldan atılmasına neden oldu.
Sait Faik üniversite eğitimi için önce İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne girdi ancak yarım bıraktı. 1931’de iktisat okumasını isteyen babasının isteği üzerine İsviçre’ye gitti. Ancak sadece 15 gün kaldı ve oradan Fransa’ya geçti. Burada Grenoble Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne başladı. Üç yarıyıl sonra eğitimini yarım bıraktı ve çeşitli ülkelerde zaman geçirdikten sonra 1934’te İstanbul’a geri döndü. Böylece bir okuldan diploma almadan geldi.
Bir süre İstanbul’daki Ermeni Yetimhanesi’nde Türkçe öğretmenliği yapan Sait Faik, okula sürekli geç kalan bir öğretmendi. Öyle ki ilk ayki gecikmeler hesaplandığında maaşının sadece 13 lira olduğu biliniyor. Öğrencileri kontrol edemediği de söyleniyor. Babasının Sait Faik’e dükkan açması ve öğretmenlik kariyerinde karşılaştığı durumlar yazarın öğretmenliği bırakmasına neden oldu.
Öğrencilik yıllarında ilk öyküsünü yazan Sait Faik, son yıllarında muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptı. Dergilerde öyküleri yayımlandı. 1945’te karaciğer büyümesi, 1948’de siroz teşhisi konulan Sait Faik, 1951’de tedavi için Paris’e gitti. Yazar, en üretken eserlerini bu dönemde üretti.
Sait Faik Abasıyanık’a, Halide Edip Adıvar’ın önerisiyle, Çağdaş Edebiyat’a yaptığı katkılardan dolayı 1953 yılında Mark Twain Cemiyeti tarafından fahri üyelik verildi.
5 Mayıs 1954’te komaya giren Sait Faik Abasıyanık, 11 Mayıs 1954’te Şişli Marmara Kliniği’nde hayatını kaybetti.
Sait Faik Abasıyanık Edebiyatçı
Şair, romancı ve hikâyeci olarak tanınan Sait Faik Abasıyanık, Türk hikâyeciliğinin en önemli yazarlarından biridir. İlk hikâyesi İpekli Handil olarak bilinir. Bursa Erkek Lisesi’nde okurken bir edebiyat ödevi olarak yazdığı bu hikâye, 1934 yılında Varlık Dergisi’nde yayımlanmıştır. Hikâyeleri, karakterlerin iç dünyasını yansıtır.
Sait Faik’in eserlerinden bazı hikâyeler, yazarın ölümünden sonra birçok sinema ve tiyatro sahnesine uyarlandı.
Sait Faik Abasıyanık Hikayeleri
Sait Faik’in ilk yayımlanan öykü kitabı Semaver’dir. Ancak yazarın öyküleri bu yıllarda yeterince ilgi görmemiştir. İkinci öykü kitabı Sarnıç’ı 1939’da yayımlamıştır. Üçüncü öykü kitabı Şahmerdan’da yer verdiği Çelme öyküsü nedeniyle hakkında dava açılmış ve annesinin üzülmesi nedeniyle kitap yayımlamayı bırakmıştır.
Şahmerdan’dan sekiz yıl sonra yayınlanan Yararsız Adam adlı öykü kitabından sonra ikinci öykücülük dönemi başladı. Elbette isminin bir nedeni vardı. Yazarın üslubunu, karakterlerini ve dilini değiştirdiği açıktı.
Sait Faik Abasıyanık ilk üç hikâye kitabında insan sevgisine yer vermiştir. Öyle ki insan sevgisinde evrenselliği yakalamıştır. Hikâyelerinde yer verdiği olaylar hep farklı mekânlarda gerçekleşmiştir. İlk hikâyelerinde klasik bir cümle yapısıyla yazmış, bu yüzden dilini kendisiyle özdeşleştiremediği sonucuna varılmıştır.
“Kusurlu Adam” adlı kitabıyla ikinci hikâye anlatıcılığı dönemine başlayan Sait Faik’in cümle yapısında da değişiklikler görülür. Eserlerinde klasik cümle yapısı yerine ters cümleler kullanılmaya başlanır ve zaman zaman argo sözcüklerle karşılaşılır.
Hikaye anlatıcılığının ikinci döneminde, insan sevgisi temalarını insanlık korkusu, umutsuzluk, kayıtsızlık ve şehre duyulan nefret gibi karamsar bir atmosferle değiştirdi. Kendi sorunlarına çokça yer verdiği ikinci dönem hikayesi, 1952’de yayımlanan The Last Birds ile son buldu.
Sait Faik’in son öykü dönemi Alemdağ’da Var Bir Yılan adlı kitabıyla başlar. Bu kitapta sürrealizmin etkisi görülür. Somut ayrıntılar yerine imgelere önem vermeye başlayan yazar, gerçekçi bir yazar kimliğinden uzaklaşmış ve sürrealist bir yazar olarak tanınmaya başlamıştır.
Sait Faik Abasıyanık Romanları
Sait Faik Abasıyanık’ın Medarı Maişet Motoru ve Kayıp Aranıyor adlı iki romanı vardır. Bunlardan ilki 1944’te, ikincisi ise 1953’te yayımlandı.
Medarı Maişet Motoru dört bölümden oluşuyor. Birbirinden bağımsız olan bu bölümlerin her biri tesadüfi ilişkilere odaklanıyor. İkinci romanı Kayıp Aranıyor, ilk romanından daha başarılı olarak değerlendirildi.
Sait Faik Şiirleri
Sait Faik ilk şiirlerini çocukken yazdı. Mektep dergisinde yayımlanan ilk şiiri Hamal’dı. 1928’de yazdığı üç şiiri Meş’ale dergisine gönderdi. Bu şiirleri hece ölçüsüyle yazdı. Bir süre şiir yazmaya ara verdi. Şimdi Sevişme Vakti son şiiri olarak kayıtlara geçti.
Gönderi Görüntülemeleri: 2.626
Bir yanıt bırakın